Şirketler topluluğu, Holdingler ve dikkat edilmesi gereken özellikli konular

20 Temmuz 2016     Sirkü 1143

 

İş hayatında büyümenin sonuçlarından biride şirketlerin yönetimlerinin zorlaşması ve ortak bir misyon etrafında idare edilme güçlüğüdür.

Böyle bir durumda şirket sahipleri, bu şirketleri belli bir çatı altında toplamak isterler. Bu çatı sistem de uygulamada grup şirketi, şirketler topluluğu, hakim şirket, bağlı şirket, holding isimleri ile karşımıza çıkmaktadır.

Bu kavramlar hep farklı ve yanlış algılanabilmekte dolayısıyla bu durumda da kavram kargaşasına neden olmaktadır.

Olayı TTK, Gümrük ve Vergi mevzuatları açısından değerlendirdiğimizde;

Grup şirketleri, (Şirketler grubu) aynı kişi veya kişilerin sahip olduğu şirketler olarak adlandırılır.

Şirketler topluluğu ise bir ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketinin,

  • Doğrudan veya dolaylı olarak oy haklarının çoğunluğuna sahip olduğu,
  • Yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabildiği

veya

  • Bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla tek başına veya diğer pay sahipleri ile birlikte hâkimiyeti altında tutabildiği hallerde,

Oluşmaktadır.

Şirketler topluluğunda hâkimiyeti elinde tutan şirket “hâkim”, diğer şirketi ise “bağlı” şirket olarak tanımlamaktadır.

Hakim şirket müessesesi, Türk Ticaret Kanunu’nun Hâkim ve bağlı Şirket başlıklı 195. Maddesi ve sonraki hükümleri ile getirilmiştir.

Şirketler topluluğu, bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret şirketinden meydana gelir. Ticaret şirketi olmayan bir teşebbüse, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan ticaret şirketleri sayısının ikiyi aştığı durumlarda da Kanunun 195 inci maddesinin beşinci fıkrası anlamında şirketler topluluğu meydana gelir ve teşebbüs topluluğun hâkimi olur.

Hâkim şirket ana şirket, bağlı şirketler ise yavru şirket konumundadır.

Şirketler topluluğu
Hakim şirket
1. Doğrudan hakim olunan şirketler
Oy haklarının çoğunluğuna sahip şirket/şirketler Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkına sahip olduğu şirket/şirketler Kendi oy hakları yanında,
bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer
pay sahipleri ya da
ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa
şirket/şirketler
Paylarının
çoğunluğuna
veya onu
yönetebilecek
kararları
alabilecek
miktarda
paylarına
sahip bulunduğu
şirket/şirketler
Md: 195/1 – a/1 Md: 195/1 – a/2 Md: 195/1 – a/3 Md: 195/2
2. Dolaylı olarak hakim olunan şirketler
Bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hâkim olunması.Md: 195/1 – a/22.

TTK da Hâkimiyetin doğrudan olabildiği gibi dolaylı olarak da oluşabileceği öngörülmektedir. Diğer bir ifadeyle, bir şirketin, bir ya da birkaç şirketi aracılığıyla dolaylı olarak bir başka şirkete hâkim olması durumunda da dolaylı hâkimiyet söz konusu olabilecektir.

Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadırlar.

Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket sayılacaktır. Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse, kanunun uygulamaları açısından ikisi de bağlı ve hâkim şirket kabul olunacaktır

Uygulamada, şirketler topluluğu yapılanmalarının en tepesinde hakimiyeti elinde bulunduran şirketler holding şirketlerdir ve bu nedenle holding ile hakimiyet kavramı çoğu zaman karıştırılmaktadır. Oysaki holding şirket kurmak için herhangi bir şirket üzerinde hakimiyet tesis etmek veya herhangi bir şirkete iştirak etmek gerekmemektedir. Sadece anonim şirketler için öngörülen asgari sermaye miktarı sağlanarak ve Bakanlık izni alınarak bir holding kurmak veya mevcut bir anonim şirketi holdinge dönüştürmek mümkündür.

Holding şirketlerin hangi şirket türünde kurulacağına dair bir hüküm Kanun’da bulunmamakla birlikte; konu hakkındaki bu boşluk Gümrük ve Ticaret Bakanlığı uygulamasıyla doldurulduğu söylenebilir. Şöyle ki; holding şirketlerin kuruluşu bakanlık iznine tabi olup bakanlık sadece anonim şirket şeklinde yapılan başvurulara izin vermektedir. Öte yandan; TTK ’da holding şirketleri tanımlayan md. 519’dan hareketle ülkemizde sadece “saf holding” kurulabileceği sonucuna varılmaktadır ki; Bakanlık uygulaması da bu yöndedir.

Saf holding, Kendileri sınaî ve ticarî faaliyette bulunmayan, amaçları esas itibariyle başka şirketlere iştirak etmek olan holding şirket türü, saf holding olarak adlandırılmaktadır.

Holding şirketleri;

  • Üretim ve satış türü faaliyetlerde bulunmayan,
  • Belli bir faaliyet alanı olan şirketlere iştirak eden,

ve

  • Genellikle böyle şirketlerin büyük ortağı durumunda olan veya başka yollarla hâkimiyetini elinde bulunduran

Anonim şirketlerdir diye tanımlayabiliriz.

Holding şirketlerinin kuruluş ve varoluş nedenleri birden çok şirkete iştirak etmek ve bu şirketleri yönlendirmek/kontrol etmek olduğundan sermaye şirketleri sınıfında bulunmaktadırlar.

Bir şirketin yönetimini pay sahipliği, oyda imtiyaz, pay sahipleri veya oy sözleşmesi gibi yollarla elinde bulunduran şirket, hakim şirkettir. Bağlı şirket ise hakim şirketin yönetiminde olan şirkettir. Hakim şirket ve bağlı şirketlerden oluşan şirket grubunun adı ise şirketler topluluğudur.

Uygulamada, şirketler topluluğu yapılanmalarının en tepesinde hakimiyeti elinde bulunduran şirketler holding şirketlerdir ve bu nedenle holding ile hakimiyet kavramı çoğu zaman karıştırılmaktadır. Oysaki holding şirket kurmak için herhangi bir şirket üzerinde hakimiyet tesis etmek veya herhangi bir şirkete iştirak etmek gerekmemektedir.

Sadece anonim şirketler için öngörülen asgari sermaye miktarı sağlanarak ve Bakanlık izni alınarak bir holding kurmak veya mevcut bir anonim şirketi holdinge dönüştürmek mümkündür.

1 seri nolu KV. Genel tebliği gereği Holding şirketler tarafından bağlı şirketlere;

  • Araştırma ve geliştirme, Finansman temini, Pazarlama ve dağıtım, Yatırım projelerinin hazırlanması,Hedeflerin tayini, Planlama, Örgütlendirme ve kararların uygulanması,Bilgisayar hizmetleri, Sevk ve idare, Mali revizyon ve vergi müşavirliği, Piyasa araştırmaları, Halkla ilişkilerin tanzimi, Personel temini ve eğitimi, Muhasebe organizasyon ve kontrolü, Hukuk müşavirliği,

Konularda hizmet verilebilmektedir;

Hakim şirketlerde dikkat edilmesi gereken özellikli konular

Hakim şirketler veya Holdingler tarafından verilen bu tür hizmetlerin bağlı şirketlere gider yazılabilmesi için;

Verilen hizmetler için fatura düzenlenmesi ve sunmuş oldukları hizmet için ayrıca Katma Değer Vergisi hesap etmeleri zorunluluğudur. 

Öte yandan verilen hizmetin karşılığını teşkil eden bedelin, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinde yer alan emsallere uygunluk ilkesine göre belirlenmesi gerektiği,

Ayrıca bu hizmetlerin verilebilmesi için holding bünyesinde gerekli departmanların kurulması unutulmamalıdır. 

  1. Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı

Hizmeti sunan Holding ile hizmeti alan  holdinge bağlı yavru şirketler ayrı tüzel kişiliklere sahip olmakla beraber bunlar arasındaki  hizmet alış verişinde Kurumlar Vergisi Kanunun 13 üncü maddesi Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı hükümlerinin dikkate alınmasında yarar vardır.

Kurumlar Vergisi Yasasının 13. maddesine göre,

Kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.

Madde de geçen Mal veya hizmet alım ya da satımı; alım, satım, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması ve verilmesi işlemleri ile ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren diğer işlemleri ifade etmektedir. 

1.1. İlişkili kişi;

Kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır.

Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.

1.2. Emsallere uygunluk ilkesi;

İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder.

Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.

Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceklerdir.

1.2.1. Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: 

Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.

Bu yöntemin uygulanabilmesi için ilişkili kişilerle yapılan işlemin, birbirleriyle ilişkili olmayan kişilerin yaptıkları işlem ile karşılaştırılabilir nitelikte olması gerekmektedir. Buradaki karşılaştırılabilir nitelik kavramı, işleme konu mal veya hizmet ile işlemin koşullarının gerek ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde, gerekse aralarında ilişki bulunmayan kişiler arasındaki işlemlerde benzer nitelikte olmasını ifade etmektedir.

1.2.2. Maliyet artı yöntemi: 

Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal ve hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.

Buradaki uygun brüt kâr oranı, söz konusu mal veya hizmet alım veya satım anında ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kâr oranını ifade etmektedir. Eğer koşullar uygunsa, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı genel brüt kâr marjı ideal oran olacaktır. Karşılaştırma için gerekli işlem sayısı yetersizse, uygun brüt kâr oranı kıstası, söz konusu mal veya hizmetin ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kâr oranı olarak dikkate alınacaktır. Bu yöntemin özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin işlemlerde uygulama alanı bulması öngörülmektedir.

1.2.3 Yeniden satış fiyatı yöntemi: 

Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.

Bu yöntemde, emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için temel alınan unsur, aralarında herhangi bir bağlantı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yapılması muhtemel satış ve bu satışta uygulanacak fiyat veya bedeldir. Varsayımlara dayalı olarak saptanan söz konusu fiyat veya bedelden uygun bir brüt satış kârı düşülerek ilgili işlem için emsallere uygun fiyata ulaşılacaktır. Buradaki uygun brüt satış kârı, söz konusu mal veya hizmet için işlem anında uygulanabilecek, piyasa koşullarına göre belirlenen veya belirlenebilecek objektif nitelikte bir oran ile saptanan kârı ifade etmektedir. Bu kâr düşüldükten sonra da mal veya hizmetin ilişkili kişilere satılmasında uygulanabilecek emsallere uygun fiyata ulaşılacaktır.

1.3 Diğer yöntemler: 

Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

Emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için yukarıda yer verilen yöntemlerden en uygun olanının seçilmesinde öncelikle mükellefin ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde kullandığı fiyat veya bedel iç emsal olarak karşılaştırmaya esas ölçü alınacak olup bu şekilde kullanılan fiyat veya bedelin bulunmaması veya güvenilir olmaması halinde doğrudan benzeri nitelikteki mükellef veya kurumların işlemleri dış emsal olarak esas alınabilecektir. Ayrıca, burada önemli olan emsallere uygun fiyat veya bedelin en doğru ve güvenilir şekilde tespit edilmesi olup iç ve dış emsallerinin bir arada kullanımı da mümkündür. 

  1. TTK gereği Bağlılık raporu          

Türk Ticaret Kanunu’nun Bağlı ve hâkim şirketlerin raporları başlıklı 199 maddesinin 1. Fıkrasına göre, bağlı şirketin yönetim kurulu her yıl faaliyet yılının ilk üç ayı içinde şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında “bağlılık raporu” diye adlandırılan bir rapor hazırlar. Bu rapor bağlı şirketlerin kendi aralarındaki ve hakim şirketle aralarındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin kayıp/yarar olarak sonuçlarını açıklar.

Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır.

Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir.

Zarar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilir.

Maddenin üçüncü fıkrasında,  Yönetim kurulunun hazırladığı raporun sonuç kısmı, yıllık rapora alınarak olağan genel kurula sunulan, böylece pay sahiplerinin aydınlatılmasında önemli rolü olan kısımdır. Burada yönetim kurulu, faaliyet yılında gerçekleştirdiği tüm hukuki işlemleri ve alınan veya alınmayan tedbirleri değerlendirerek, bunların şirkete sağladığı fayda ve kayıpları ortaya koyacaktır.

Yönetim kurulu, değerlendirmesini, söz konusu işlemlerin veya tedbirlerin gerçekleştirilmesinin söz konusu olduğu sırada kendisi tarafından bilinen hal ve şartlar ışığında yapacaktır. Yönetim kurulunun sorumluluğu açısından kurulca “bilinmesi gereken” bazı hal ve şartların da dikkate alınıp alınmayacağı, öğreti ve içtihat faaliyeti gerektirir. Her halükarda yönetim kurulu, ilgili her hukuki işlem için karşı edimin uygunluğunu değerlendirecek, uygun bir karşı edim alınmamışsa bundan doğan kaybın nasıl denkleştirildiğini açıklayacaktır. Alınan veya alınmasından kaçınılan tedbirler için de fayda/zarar analizi yapılır. O faaliyet yılında birinci fıkraya göre açıklanması gereken bir hukuki işlem veya tedbir bulunmuyorsa, bu da rapora yazılır.

2.1. Bağlılık Raporunda Belirtilmesi Gereken İlişkiler:

1.Bağlı şirket ile hakim şirket arasındaki tüm hukuki işlemler ve alınan/kaçınılan tüm önlemler

2.Bağlı şirket ile hakim şirkete bağlı diğer şirketler arasındaki tüm hukuki işlemler ve alınan/kaçınılan tüm önlemler

3.Bağlı şirketin hakim şirketin yönlendirmesiyle hakim şirket yararına alınan/kaçınılan tüm önlemler

4.Bağlı şirketin hakim şirketin yönlendirmesiyle hakim şirkete bağlı diğer şirketler yararına alınan/kaçınılan tüm önlemler

2.2. Bağlılık Raporunda Açıklanması Gereken Hususlar:

1.Tüm hukuki işlemlerde; edimler ve karşı edimler belirtilmelidir

2.Hakim şirkete bağlı diğer şirketler yararına alınan önlemlerde; önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilmelidir

3.Hakim şirkete bağlı diğer şirketler yararına alınmasından kaçınılan önlemlerde; önlemin açıklaması ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilmelidir

4.Eğer zarar denkleştirilmişse (karşılanmışsa) bunun faaliyet yılında nasıl gerçekleştiği veya nasıl bir istem hakkı tanındığı ayrıca belirtilmelidir.

3. Faaliyet raporu;

199 uncu maddenin dördüncü fıkrası gereği, Hâkim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir.

Bağlı şirketler, red için yoruma yer bırakmayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri takdirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâkim şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlüdürler. İstemde bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.

Bağlı şirket yönetim kurulunun bağlılık raporunda yer vereceği bilgiler, zarar/kayıp miktarı (olup olmadığı) ve denkleştirmenin yapılıp yapılmadığı hususlarının açıkça ortaya konulduğu, bu anlamda yönetim kurulunun nihai kanaatini/yorumunu da içeren sonuç kısmı itibarıyla yıllık faaliyet raporunda da yer alacaktır. Bağlı şirket bağımsız denetime tabi ise, bağımsız denetçi yıllık faaliyet raporunun içinde yer alan şirketler topluluğu ile ilgili bilgilerin de, denetleme sırasında elde ettiği bilgiler ve denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığını denetleyecek ve değerlendirmelerine denetim raporunda yer verecektir. Yani faaliyet raporunun denetimi aracılığıyla, bağlılık raporu da denetimin kapsamına girmiş olacaktır.

Şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkındaki yönetmelik gereği faaliyet raporlarında bulunması gerekli zorunlu bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

3.1. Yıllık faaliyet raporunun bölümleri

(1) Yıllık faaliyet raporu aşağıda gösterilen bölümlerden oluşur:

a) Genel bilgiler,

b) Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar,

c) Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları,

ç) Şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler,

d) Finansal durum,

e) Riskler ve yönetim organının değerlendirmesi,

f) Diğer hususlar.

3.1.1. Genel bilgiler

(1) Yıllık faaliyet raporunun genel bilgiler bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur:

a) Raporun ilgili olduğu hesap dönemi,

b) Şirketin ticaret unvanı, ticaret sicili numarası, merkez ve varsa şubelerine ilişkin iletişim bilgileri ile varsa internet sitesinin adresi,

c) Şirketin organizasyon, sermaye ve ortaklık yapıları ile bunlara ilişkin hesap dönemi içerisindeki değişiklikler,

ç) Varsa imtiyazlı paylara ve payların oy haklarına ilişkin açıklamalar,

d) Yönetim organı, üst düzey yöneticileri ve personel sayısı ile ilgili bilgiler,

e) Varsa; şirket genel kurulunca verilen izin çerçevesinde yönetim organı üyelerinin şirketle kendisi veya başkası adına yaptığı işlemler ile rekabet yasağı kapsamındaki faaliyetleri hakkında bilgiler.

3.1.2. Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar

(1) Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur:

a) Sağlanan huzur hakkı, ücret, prim, ikramiye, kâr payı gibi mali menfaatlerin toplam tutarları,

b) Verilen ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri ile ayni ve nakdi imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatların toplam tutarlarına ilişkin bilgiler.

3.1.3. Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları

(1) Bu bölümde şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları ile bunların sonuçlarına ilişkin bilgilere yer verilir.

3.1.4. Şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler

(1) Yıllık faaliyet raporunun şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur:

a) Şirketin ilgili hesap döneminde yapmış olduğu yatırımlara ilişkin bilgiler,

b) Şirketin iç kontrol sistemi ve iç denetim faaliyetleri hakkında bilgiler ile yönetim organının bu konudaki görüşü,

c) Şirketin doğrudan veya dolaylı iştirakleri ve pay oranlarına ilişkin bilgiler,

ç) Şirketin iktisap ettiği kendi paylarına ilişkin bilgiler,

d) Hesap dönemi içerisinde yapılan özel denetime ve kamu denetimine ilişkin açıklamalar,

e) Şirket aleyhine açılan ve şirketin mali durumunu ve faaliyetlerini etkileyebilecek nitelikteki davalar ve olası sonuçları hakkında bilgiler,

f) Mevzuat hükümlerine aykırı uygulamalar nedeniyle şirket ve yönetim organı üyeleri hakkında uygulanan idari veya adli yaptırımlara ilişkin açıklamalar,

g) Geçmiş dönemlerde belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığı, genel kurul kararlarının yerine getirilip getirilmediği, hedeflere ulaşılamamışsa veya kararlar yerine getirilmemişse gerekçelerine ilişkin bilgiler ve değerlendirmeler,

ğ) Yıl içerisinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmışsa, toplantının tarihi, toplantıda alınan kararlar ve buna ilişkin yapılan işlemler de dâhil olmak üzere olağanüstü genel kurula ilişkin bilgiler,

h) Şirketin yıl içinde yapmış olduğu bağış ve yardımlar ile sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde yapılan harcamalara ilişkin bilgiler,

ı) Şirketler topluluğuna bağlı bir şirketse; hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı hukuki işlemler ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemler,

i) Şirketler topluluğuna bağlı bir şirketse; (ı) bendinde bahsedilen hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veyahut alınmasından kaçınıldığı anda kendilerince bilinen hal ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığı ve alınan veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, şirket zarara uğramışsa bunun denkleştirilip denkleştirilmediği.

3.1.5. Finansal durum

(1) Yıllık faaliyet raporunun finansal durum bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur:

a) Finansal duruma ve faaliyet sonuçlarına ilişkin yönetim organının analizi ve değerlendirmesi, planlanan faaliyetlerin gerçekleşme derecesi, belirlenen stratejik hedefler karşısında şirketin durumu,

b) Geçmiş yıllarla karşılaştırmalı olarak şirketin yıl içindeki satışları, verimliliği, gelir oluşturma kapasitesi, kârlılığı ve borç/öz kaynak oranı ile şirket faaliyetlerinin sonuçları hakkında fikir verecek diğer hususlara ilişkin bilgiler ve ileriye dönük beklentiler,

c) Şirketin sermayesinin karşılıksız kalıp kalmadığına veya borca batık olup olmadığına ilişkin tespit ve yönetim organı değerlendirmeleri,

ç) Varsa şirketin finansal yapısını iyileştirmek için alınması düşünülen önlemler,

d) Kâr payı dağıtım politikasına ilişkin bilgiler ve kâr dağıtımı yapılmayacaksa gerekçesi ile dağıtılmayan kârın nasıl kullanılacağına ilişkin öneri.

3.1.6. Riskler ve yönetim organının değerlendirmesi

(1) Yıllık faaliyet raporunun riskler ve yönetim organının değerlendirmesi bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur:

a) Varsa şirketin öngörülen risklere karşı uygulayacağı risk yönetimi politikasına ilişkin bilgiler,

b) Oluşturulmuşsa riskin erken saptanması ve yönetimi komitesinin çalışmalarına ve raporlarına ilişkin bilgiler,

c) Satışlar, verimlilik, gelir yaratma kapasitesi, kârlılık, borç/öz kaynak oranı ve benzeri konularda ileriye dönük riskler.

3.1.7. Diğer hususlar

(1) Yıllık faaliyet raporunun diğer hususlar bölümünde, faaliyet yılının sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve ortakların, alacaklıların ve diğer ilgili kişi ve kuruluşların haklarını etkileyebilecek nitelikteki özel önem taşıyan olaylara ilişkin açıklamalara yer verilmesi zorunludur.

(2) Bu bölümde ayrıca, bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla yönetim organının uygun gördüğü ilave bilgilere de yer verilebilir.

3.2. Şirketler topluluğunda ana şirketin faaliyet raporları

(1) Şirketler topluluğunda ana şirketin faaliyet raporlarında, bu Yönetmelikte yer alan diğer hükümlere ek olarak aşağıda belirtilen hususların da yer alması zorunludur:

a) Bir sermaye şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu, yirmisini, yirmi beşini, otuz üçünü, ellisini, altmış yedisini veya yüzde yüzünü temsil eden miktarda paylarına sahip olunduğu veya payları bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde bu durum ve gerekçesi,

b) Topluluğa dâhil işletmelerin ana şirket sermayesindeki payları hakkında bilgiler,

c) Konsolide finansal tabloların hazırlanması süreci ile ilgili olarak topluluğun iç denetim ve risk yönetimi sistemlerine ilişkin açıklamalar,

ç) Yönetim organı üyelerinden birinin talep etmesi halinde, Kanunun 199 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen raporun sonuç kısmı.

4. Cezalar

TTK nın 199 uncu maddenin birinci bendi gereği,

Bağlı şirketin yönetim kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında bir rapor düzenler. Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir. Zarar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilir. 

TTK nın 199 uncu maddenin  dördüncü bendi gereği,

Hâkim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir. Bağlı şirketler, red için yoruma yer bırakmayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri takdirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâkim şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlüdürler. İstemde bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.

Bu bentlere aykırı hareket edenler ikiyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır.

Adli para cezası Türk Ceza Kanunun 52 inci maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde gereği,

52/1 Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

52/2 En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

52/3 Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.

52/4 Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere hakim tarafından (200 gün takdir edilmesi durumunda) takdir edilecek adlî para cezası en az (200 gün x 20,00 TL) 4.000,00 TL, en çok (200 gün x 100,00 TL) 20.000,00 TL olabilecektir. Hakimin 200 günden fazla gün takdir edebileceği tabiidir.

 —————————————–

Hatırlatma:

Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşımakta olup içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazı tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.

Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.