ilave işyeri mi Şube mi

20 Mart 2016     Sirkü 1120

Günümüzde firmalar büyüdükçe ticari ve sınai işletmelerinin sayısını artırmaktadırlar.

Bu artış kimi zaman ilave işyeri, kimi zaman da şube olarak adlandırılmaktadır. İlave işyeri ve şube kavramı Ticaret odaları ve her bir devlet kurumu tarafından farklı yorumlanmakta farklı algılanmaktadır.

Konuyu ilgili mevzuatlar açısından değerlendirecek olursak.

Vergi Kanunları Açısından 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu açısından;

Ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyette işyeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınaî veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.

Görüleceği üzere vergi mevzuatı açısından şubeler de depolar da işyeri sayılmaktadır. Dolayısı ile Vergi Usul Kanunu’na göre her şube ve depo işyeri olarak değerlendirilmektedir.

Öte yandan mezkur kanuna göre aynı teşebbüs veya işletmeye dâhil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışların mükellefler tarafından vergi dairesine bildirilmesi gerektiği, değişiklik bildirimlerinin bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Bu yasal gerekçeler ışığında işyeri sayısında meydana gelen artışların ilave işyeri veya şube olarak adlandırılması Vergi Dairesinin tesis edeceği işlemler açısından farklılık yaratmamaktadır.

Nitekim vergi idaresinin görüşü 26.02.2013 tarih ve 64597866-105(159-2013)-39 sayılı özelgesinde

Buna göre, farklı vergi daireleri yetki alanı içinde ilave işyeri açılması durumu nedeniyle yeni mükellefiyet tesisinde, gerçek kişilerde konu ile ilgili yazılı bildirimin, tüzel kişilerde de ilave iş yeri açılması ile ilgili yönetim kurulu kararının noter tasdikli bir örneğinin veya yönetim kurulu kararının vergi dairesi tarafından aslına uygunluğu kontrol edilmek suretiyle bu belgenin fotokopisinin  vergi dairesine verilmesi yeterlidir. 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, aynı ve / veya ayrı  il sınırları içerisinde şube açılışlarına ilişkin olarak yapılacak bildirimlerde, şube açılışına dair tescil belgesi ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin vergi dairesine ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır. 

Ancak, söz konusu şube işyerlerinin Türk Ticaret Kanununun amir hükümleri gereğince ticaret siciline tescil edilmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığından bilgi alınması gerekmektedir.” 

Şeklinde net olarak yansıtılmıştır.

Ticaret Kanunu açısından Türk Ticaret Kanunda net olarak şube veya ilave işyerinin tanımı yapılmamıştır. Ancak,

Türk Ticaret Kanunun 11 inci maddesi gereği,

Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve  bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmeler olarak tanımlanmıştır.

Mezkur kanunun 40/3 maddesinde,

Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubeleri de bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Ticaret unvanına ve imza örneklerine ilişkin birinci ve ikinci fıkra hükümleri bu işletmelere de uygulanır. Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça merkezin bağlı olduğu sicile geçirilen kayıtlar şubenin bağlı bulunduğu sicile de tescil olunur. Ancak, bu hususta şubenin bulunduğu yer sicil müdürlüğünün ayrı bir inceleme zorunluluğu yoktur.

51’inci maddesinde ise,

Bütün mahkemeler, memurlar, ticaret ve sanayi odaları, noterler ve Türk Patent Enstitüsü görevlerini yaparlarken bir ticaret unvanının tescil edilmediğini, kanun hükümlerine aykırı olarak tescil edildiğini veya kullanıldığını öğrenirlerse durumu yetkili makamlara bildirmek zorundadırlar. 

39 ilâ 45 (39, 40, 41, 42, 43, 44 ve 45)inci veya 48 inci maddeleri ihlal edenler, ikibin Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır. 

Hükümleri mevcuttur.

Diğer Mevzuatlar açısından 

Şubenin tanımını 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 9 uncu maddesinin 2 inci fıkrasında yapılmıştır. Buna göre

“ bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve/veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınaî faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları mezkûr Kanunun uygulanması bakımından şube sayılmaktadır.”

Şeklindedir.

Sonuç ve değerlendirme 

Bu hükümler ve düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;

Bizce

Mevcut işletmeye ilave olarak açılacak ticari ve sınai işyerlerinin TTK hükümleri gereğince şube olarak Ticaret siciline tescil ettirilmesi ve Vergi dairesine bildirimin tescilli şube olarak yapılması yönündedir.

——————————————

Hatırlatma:

Sirkülerlerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşımakta olup içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

Konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.