Kar dağıtımı

 Şirketlerin kâr dağıtım kararlarının dayanağı öncelikli olarak

  • Şirket ana sözleşmesi uyarınca alınacak genel kurul kararı

ve

  • İkinci olarak TTK ’nın 519. maddesi hükmüdür.

Şirketlerde kâr dağıtımının ilk etabını “I. Temettü” oluşturmaktadır

Kâr dağıtımından bahsedebilmek için öncelikle “kâr payının ödenebilir hale gelmesini” belirlemek gerektedir.

Genel kurul tarafından kâr dağıtım kararı alındıktan sonra kâr payının ödenmesi yasal bir zorunluluk olmaktadır. Dolayısıyla Genel kurul tarafından kâr dağıtım kararı alınmadan “kâr payının ödenmesinden” bahsedilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Ayrıca, Yargıtay da I. temettü konusunda kâr dağıtımının genel kurul veya ortaklar kurulu kararıyla muacceliyet kazanacağını, ortaklar kurulunun veya genel kurulun birinci temettü dağıtma konusunda kanuna ve şirket ana sözleşmesine göre hareket etmek zorunda olduğuna karar vermiştir.

Bu nedenle kâr dağıtımından bahsedebilmek için genel kurul kararının alınması gerekmektedir. Ancak karar alınınca kar payı dağıtımı ortak yönünden muacceliyet kazanacaktır.

Şirketlerde kâr dağıtımının vergilendirilmesi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde düzenlenmiştir.

Söz konusu maddeye göre tam mükellef kurumlar tarafından,

  • Tam mükellef gerçek kişilere,
  • Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara

dağıtılan kâr payları üzerinden ödeyen kurum tarafından %15 oranında gelir vergisi stopajı yapılıp, muhtasar beyanname ile beyan edilip, ödenecektir.

Kâr paylarının stopaja tabi tutulması için, kâr payının dağıtan kurum tarafından nakden veya hesaben ödenmesi gerekir.

Yasal mevzuat böyle olmakla beraber,

Son günlerde sık sık konuşulan konu şirketlerin kâr dağıtım kararı olmadan bu kârların dağıtıldığı varsayılarak vergi müfettişleri tarafından incelemeler yapılarak tarhiyat yapıldığı, bu tarhiyatların birçok mükellefi zor durumda bıraktığıdır.

Yapılan vergi incelemelerinde şirketlerin genel kurullarında I. temettünün ayrılması konusunda bir karar alınmasa dahi, TTK’ ya göre I. temettünün dağıtılma zorunluluğunun bulunduğu varsayılarak birinci temettü üzerinden %15 oranında gelir vergisi stopajı yapılarak beyan edilip ödenmesi gerektiği ileri sürülmekte, buna uymayanlar hakkında cezalı tarhiyatlar önerilmektedir.

VUK’ un 3. Maddesi gereği “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.

Prensibine bağlı kalınarak, genel kurulun kâr dağıtım kararı olmaksızın sırf TTK’ nın 519. maddesi dikkate alınarak I. temettünün dağıtılmış sayılarak bu rakam üzerinden %15 oranında gelir vergisi stopajı yapılması bizce yasal değildir.

Bu nedenle yapılan tarhiyatların yasal dayanağının bulunmadığını düşünmekteyiz.