Avukatların müvekkillerinden almış olduğu yol, konaklama vb. masrafların vergisel boyutu

Günümüzde Avukatlar ile müvekkilleri arasında uygulamada sıkça karşılaşılan konuların başında vekalet ücretinin peşin olarak alınmaması halinde müvekkilden yol, konaklama vb. adlarla alınan masraf karşılıklarının vergisel boyutu hep tartışma ve ihtilaf konusu olmuştur.

Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen 11.10.2013 tarih ve 49327596-120[65.GVK.2013.29]-259 sayılı Özelge bu hususlara açıklık getirmektedir.

Söz konusu Özelge özetlenecek olursa;

 1. Gelir Vergisi kanunu açısından:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde;

Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.”

67 inci maddesinde;

Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.

Müşteri veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilir.

Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde Vergi Usul Kanunu’nun 328’inci maddesine göre hesaplanan müspet fark kazanca eklenir.

Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara sarf edilen para ve ayınlar kazanç sayılmaz.”

94 üncü maddesinde;

Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.”

96 ıncı maddesinin birinci fıkrasında ise;

Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder

Hükümlerine yer verilmiştir.

94 üncü maddenin 2 inci bendinin (b) alt bendinde ise; yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden (2009/14592 sayılı B.K.K. ile 03.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere) %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164 üncü maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği, avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamayacağı ve dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Serbest meslek erbabının, müşterisinden veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyetiyle ilgili olarak, para ve ayın şeklinde aldığı gider karşılıkları da, ayrıca hasılat sayılmıştır.

Buna karşılık, vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi alanlarda harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan para ve ayınların hasılat sayılmayacağı 67 inci maddenin 4 üncü fıkrasında hüküm altına alınarak gider karşılıklarına bir istisna getirilmiştir. Ancak, bunların tamamen söz konusu hususlara harcanmış olması gerekmektedir. Aksi halde, alınan paralardan harcanmayan kısım hasılat yazılmak zorundadır.

Bu açıklamalara göre, serbest meslek kazançlarında hasılat, tahsil edilme koşuluna bağlandığından, avukat tarafından tahsil edilen yol, konaklama vb. masraf ve giderleri için serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekmektedir. Ancak, tahsil edilmeyen tutarlar için serbest meslek makbuzu düzenlenmeyecektir.

 2. KDV açısından:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

– 1 inci fıkrasının 1 inci bendinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu,

– 4 üncü maddesinin 1 inci bendinde, hizmetin teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

– 20 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

– 27 inci maddesinin 5 inci bendinde ise serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa hizmet bedelinin bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamayacağı,

Hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, avukatlık hizmetinin verilmesinde, Avukatlık Kanunu ve Tarife hükümleri çerçevesinde belirlenen asgari ücretten daha düşük bir hizmet bedelinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

Söz konusu ücret tarifesinde belirtilen tutardan daha düşük bir tutar uygulanması ya da hiç ücret alınmaması halinde, katma değer vergisinin söz konusu tarifedeki tutar üzerinden hesaplanması gerekmektedir.