Faaliyetlerde Devamlılık Kriterine Vergi idaresi ve Yargının Bakışı


Vergilendirme açısından İktisadi işletmenin belirlenmesinde devamlılık kriteri önemlidir. Ticari işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir.

Bazı faaliyetler vardır ki devamlılık arz ettiği konusunda mükellef ile vergi idaresi, vergi idaresi ile yargı arasında görüş ayrılıkları hep olagelmiştir.

Konu ile ilgili olarak idare ve yargının görüşlerinden bazıları aşağıya çıkarılmıştır.

Maliye Bakanlığının 16.11.1995 tarih 63706 Sayılı yazısı

“Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci madde metninde yer alan eser kapsamına giren çalışmalarla ilgili olarak, aynı yılda veya birbirini takip eden yıllarda bir defaya mahsus olmak üzere eser meydana getirmesi arızi serbest meslek faaliyeti, aynı yılda ya da birbirini takip eden yıllarda, birden fazla eser meydana getirmesi durumunda ise, bu faaliyet süreklilik içerdiğinden mutat meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Maliye Bakanlığının 14.09.1984 tarih ve Sayı: 1212629125/62785 sayılı muktezası

Kazanç sağlamak amacıyla, devamlılık arz etmeyecek şekilde yapılan gayrimenkul alım satımlarının arızi ticari kazanç olarak vergiye tabi tutulması gerekir. Gayrimenkul (arsa) alım ve satımının ticari bir organizasyon içerisinde yürütülmesi veya kazanç sağlamak amacıyla birden fazla alım satım işleminde bulunulması halinde faaliyetin devamlılık gösterdiğinin kabulü ile yukarıda belirtilen 37/4. madde uyarınca ticari kazanç sağlanması gerekir. Ancak kazanç sağlamak amacıyla devamlılık arz etmeyecek sekide gayrimenkul (arsa veya bina) alım satımı yapılması halinde ise, faaliyetin arızi ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Danıştay Dördüncü Dairesinin 18.02.2003 tarih, Esas No: 2002/3259 Karar No:2003/407

Devamlılığın bir inşaatta birden fazla daire satışı olarak değil, birden fazla inşaat yapılması olarak anlaşılması gerektiği, davacı tarafından söz konusu inşaattan başka yapılmış veya yapılmakta olan bir inşaatın bulunduğu hususunda bir tespitte de bulunulmadığından, davacı adına daire ve dükkân satışlarından elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu ileri sürülerek yapılan tarhiyatta isabet görülmemiştir.

Danıştay Dördüncü Dairesinin 21.12.2001 Tarih ve Esas No: 1119, Karar No; 5220

Faaliyetinde devamlılık olduğu tespit edilen davacının 1998 yılında satın aldığı arsaya aynı yıl inşaat yapmaya başladığı, inşaatını kat mülkiyetine çevirip 31 adet mesken ve işyeri yaptığı, 12 adet daire ile 1 adet tarlayı 1998 yılında, 13 adet işyeri, 5 adet daire, 1 adet arsa ile…..semtinde 1 adet daireyi 1999 yılında muhtelif kişilere sattığının tapu kayıtları ile tespit edildiği anlaşıldığından gayrimenkullerin satışından elde edilen kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Danıştay Dördüncü Dairesinin 18/02/2003 tarih ve Karar No; 407 Esas No; 3259

Özel inşaat işi kapsamında 21.1.1997 tarihinde 4 dairesi arsa sahiplerine ait olmak üzere 14 daireli mobile casino inşaata başladığı inşaatın devamı sırasında inşa edilen daire ve dükkanlar pey der pey sattığı ve inşaatın 2000 yılında tamamlanarak alıcılarına teslim edildiği sabit olsa da gayrimenkullerin alım, satım ve inşaat işlerinin ticari faaliyet sayılıp ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilebilmesi için bu muamelelerin öteden beri yapılıyor olması yani devamlılık arz etmesi gerektiği için arızi kazanç olarak vergilendirilmesi gerekir.

Danıştay Üçüncü Dairesinin 24.09.2003 tarih ve Esas No: 2001/2606, Karar No: 2003/4436

Bir işlemin devamlılık taşıdığı işlemin aynı vergilendirme döneminde yenilenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olmasına göre belirlenir. Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu, devamlılık unsurunu belirleyen en nesnel ölçüdür. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü vergi mükelleflerine düşer. Farklı yıllarda iktisap edildikten sonra 1999 yılında elden çıkarılan birden çok taşınmaz bulunması, gayrimenkul alım satış işiyle uğraşıldığına karine teşkil etmekte olup, satışların aynı günde bir kişiye yapılmış olması bu durumu değiştirmemektedir.

Danıştay Üçüncü Dairesinin 30.10.2003 tarih ve Esas No; 2269, Karar No; 4800

Aynı takvim yılında 10 bağımsız bölüm satışının kazanç sağlama amacı dışında kalan hangi nedenle yapıldığını kanıtlayamayan davacının bu faaliyeti nedeniyle elde ettiği kazancın, ticari kazanç olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşulların gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.03.2009 tarih ve E. 2012/2968, K. 2009/1232

Kişinin arsasını kat karşılığında müteahhide vermesi ve devamında bağımsız bölüm elde etmesinin servetin biçim değiştirmesi niteliğinde olduğu, faaliyetin, arsanın alınması ve sonunda elde edilen dairelerin satılması şeklinde tanımlanması gerektiği, arsa karşılığında alınan her bir bağımsız bölümün satışını tek başına ticari faaliyet olarak nitelendirmemek gerektiği, dairelerin sayısı, bir yıl veya değişik sürelerde, ya da birden fazla veya tek kişiye satılmasının faaliyetin devamlı olduğu anlamına gelmeyeceği, ticari faaliyetin arsanın alınması ve dairelerin satılması olduğu, bu durumda davacının birden fazla kere arsa alıp müteahhide verme ve karşılığında bağımsız bölüm alma faaliyetinin devamlılığının incelenmesi gerekir. 

Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 14.11.2003 tarih ve Esas No: 2003/233, Karar No: 2003/414

Bir yıl içinde birden çok kişiye, birden çok gayrimenkul satan ve asıl işi hırdavat ticareti olan yükümlünün elde ettiği kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Danıştay 3 Dairesinin 11.06.2009 tarih ve Esas No:2007/3751, Karar No:2009/2092

Kamyonet ve otomobilin ticari amaçla alınıp satılmadığı iddiasını kanıtlayan hukuken geçerli herhangi bir bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşıldığından, faaliyetin kazanç elde etmek amacıyla yürütüldüğü sonucuna varılmıştır.