Sirkü 1838 – Vergi inceleme nedenleri

Her firmanın kendine özgü sorunları ve dikkat etmesi gereken konuları olmakla beraber genel olarak vergisel açıdan maliye ile sorun yaşamamak ve vergi incelemesine maruz kalmamak için yıl içinde asgari ölçüde aşağıdaki açıklamalara dikkat edilmesinde yarar vardır.

Vergi incelemelerini gerektiren ana sebepleri,

1- Risk analiz sistemi,

2- İhbar ve şikâyetler

3- İnceleme, teftiş veya soruşturmalarda üçüncü kişiler hakkında yapılan tespitler

4- Sektörlere yönelik gereklilik

Olarak sıralayabiliriz.

1-Risk analiz sistemi,

– Gelir İdaresinde Mükelleflerinin beyanlarına dayalı olarak olası hata, hile vb. aykırılıkların riskini ölçen, e-defter ve e-faturaları okuyabilen elektronik denetim yazılımları mevcuttur. (RAS, VEDAS, KDVİRA, RİTAPKDV, MAR, ÖTVİRA,)

– GİB ve bünyesindeki Vergi Dairesi Başkanlıkları da kendi görev tanımlarına göre bu tür veri tabanları ve risk analiz sistemlerini kullanmaktadırlar.

– Riskli mükellefler hakkında yürütülen analiz çalışmalarına ilişkin mükelleflerin beyan ve bildirim özetlerini, oran analizlerini, satış analizlerini ve üçüncü taraf verilerini (SGK, Bankalar, EPDK verileri, İade bilgileri, e-Belgelere ilişkin veriler, Turizm payı, Değerli Konut Vergisi Bilgileri) içeren Mükellef Bilgi Raporu sistemi kullanılmaktadır.

Bu analiz sistemleri kullanılarak,

– (VEDAS) Vergi Denetim Analiz Sistemi ile işletmenin tüm mali durumu, vergi mevzuatına uyum seviyesi, teknik açıdan e-belge ve kayıtlarının geçerliliği yönünde denetleme yapabilmektedir.

– Farklı kaynaklardan elde edilen analize uygun çeşitli ve büyük verilerin üzerinde risk senaryoları oluşturularak mükelleflerin uyum düzeyleri tespit edilmektedir.

– Sektörel ve genel bazda mükellef profilleri üzerinden skorlama yapılarak anomalileri tespit edilmektedir.

– Önceleri Türkiye’de vergi incelemesine seçim, kısıtlı sayıda veriye dayanarak yapılıyordu. Ancak şimdi (RAS) Risk Analiz Sistemi üzerinden, mükelleflere ait her türlü yasal veri kullanılarak yapılan analiz ve mukayeseler neticesinde riskli görülen sektörler ve mükellefler vergi incelemesine gönderilmektedir.

Risk analiz sistemine göre inceleme nedenleri herhangi bir öncelik gözetmeksizin aşağıda sıralanmıştır.

— Kasa hesabında sürekli olarak normalin üzerinde nakit bulunması

– Şirket ortak ve ilişkili kişilerine yüksek tutarlı borç para verilmesine rağmen faiz gelirlerinin olmaması yada düşük olması

– Şirketin ortağına ya da ilişkili kişilere sermayesinin üç katı tutarında borçlu olması

– İşletmenin kasa ve banka hesaplarında yeterli bakiye bulunmasına rağmen yüksek tutarlı kredi kullanımı nedeniyle oluşan finansman giderlerinin bulunması

– Mükellef ile doğrudan yada dolaylı ilişkili kişiler üzerinden yapılan çek tahsilatları

– Bilançoda yer alan ticari alacak tutarlarının gelir tablosundaki satışlar toplamı ile uyumlu olmaması

– Değersiz alacakların bulunması

– İlgili yılda şüpheli hale gelen alacak miktarı ile karşılık giderinin uyumsuz olması

– İlgili dönem gelir tablosunda yüksek tutarda karşılık giderinin olması

– Alacak ve borçlarda Ba-Bs uyumsuzluğu ve Ba-Bs (e-fatura) ile KDV beyannamelerinin tutarsızlığı

– Alacak senedi için reeskont yapılmış olmasına rağmen borç senedi için reeskont yapılmaması

– Ticari borçların, ticari alacaklar ve stoklar hesaplarıyla uyumlu olmaması

– Bilançodaki banka hesapları ile fiili banka hesapları arasında fark bulunması

– Şirketin bilançosunda banka kredisi ve ortaklardan alacaklar hesabının bulunması

-Banka hesap hareketleri ve çek hareketleri ile mal satışı ya da alışı yapılan mükellefler arasında uyumsuzluk olması,

-Alınan Çeklerin toplam satış tutarlarından yüksek olması,

– Yüksek tutarlı stok görünümü

– Yüksek tutarda stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılması

– Avans hesaplarının uzun süre açık tutulması

– Maddi duran varlıkların tutarının işletmenin faaliyeti ile uyumsuzluğu,

– Maddi duran varlıkların dönen varlıklarla uyumsuzluğu

– Dönem için amortisman ayırma yönteminin değiştirilmesi

– Dönem içi duran varlık satışına paralel olarak ayrılan amortisman kayıtlarında düzeltme yapılıp yapılmadığı hususu

– Yenileme fon hesabının kullanımı

– Büyük tutarda hazır değeri mevcut iken banka kredi kullanımı olması

– Banka kredi kullanımı varken ortaklara borç verilmesi

– Net Satışlarına oranla yüksek tutarlı pazarlama, satış ve dağıtım gideri, genel yönetim gideri, karşılık giderinin olması,

– Finansman giderlerinin yüksek olması,

– Finansman gider kısıtlamasına tabi olunmasına rağmen, beyanname ekinde K.K.E.G. notunda buna ilişkin veri olmaması,

– Karlılık oranının sektörel ortalamaya göre bariz şekilde düşük veya yüksek olması,

– Düşük karlılık oranına sahip olunması,

– Karlılık oranında dikkat çekici dalgalanma

– Nakit satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması

– Kredi kartı işlem bilgileri ile hasılatının uyarıcı boyutta farklılık arz etmesi

– POS satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması

– Satış ıskontolarının işletmenin faaliyette bulunduğu sektörle uyumsuzluğu,

– İlişkili kişilerle olan işlemlerde uygulanan ıskonto oran veya tutarlarının emsallere uygunsuzluğu,

– Faaliyet giderlerinin işletme büyüklüğü ve hasılatıyla uyumsuzluğu,

– Faaliyet giderleri/faaliyet karlılığı önceki dönem verileri ile sektör ortalamalarıyla uyumsuzluğu,

– Sürekli zarar beyanı

– Şüpheli alacaklar için şüpheli hale geldiği yıldan sonra dava açılarak karşılık gideri yazılması yada dava açılan dönemden sonra karşılık gideri yazılması

– Yurt dışı ödemelerinde stopaj ve KDV tevkifatı yok ve sebebi izah edilemiyorsa

.- Amortisman oranı VUK hükümlerinde yer alan orandan daha yüksek uygulanması,

– Normal usulde amortisman ayrılırken azalan bakiyeler usulüne geçilmesi,

– Kullanılmaya hazır halde bulunmayan iktisadi kıymetler için amortisman ayrılması,

– Özel maliyet bedeli niteliğindeki harcamaların gider kaydedilmesi.

– Özel maliyet bedeli üzerinden azalan bakiyeler usulüne göre amortisman ayrılması.

– İtfa süresi dolmuş iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulması.

– Yeniden değerleme değer artış fonunun sermayeye ilave dışında başka bir hesaba ilave edilerek dönem karı ile ilişkilendirilmemesi.

– İhtiyari olarak amortisman ayrılmamış yılların amortismanı yeniden değerleme artış fonunu hesabında dikkate alınmaması.

– Dövizli alacak ve borçların VUK genel tebliğlerindeki kurallarla değerlenmemesi,

– İşletmeden çekilen iktisadi kıymetlerin emsal bedel ile değerlendirilmemesi,

– Alacak ve borç senetlerinin değerlenmesinde (reeskont) iç iskonto formülü yerine dış iskonto formülünün esas alınması,

– Hatır senetlerinin reeskonta tabi tutulması,

– Alacak senetleri reeskonta tabi tutulurken borç senetlerinin reeskonta tabi tutulmaması,

– Şüpheli alacak karşılığının alacağın şüpheli hale geldiği tarihte ayrılmaması,

– Teminatlı alacaklar için karşılık ayrılması,

– Kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklar için karşılık ayrılması,

– Verilen avans için şüpheli alacak karşılığı ayrılması,

-Verilen sipariş avanslarını yüksek olması,

– Kıymeti düşen mallar için takdir komisyonu kararı olmadan karşılık ayrılarak giderleştirme,

– Ba-Bs gibi elektronik formlar arasında tutarsızlıklar bulunması,

– Bilanço kalemleriyle ilgili yatay ya da dikey rasyo analizlerindeki sapmalar, uyumsuzluklar,

– Devreden KDV’lerin yüksek olması ve süreklilik göstermesi

– Sahte fatura kullanma ya da düzenleme yönünden risk puanının yüksek olması,

– Başka bir mükellef incelemesi yapılırken o mükelleften inceleme konusu ile örtüşecek mal ya da hizmet alışı ya da satışı yapılması

– Beyanname, ekleri ve bilanço/gelir tablosu dipnotlarında tutarsızlıklar bulunması

2- İhbar ve şikâyetler

Uygulamada en çok rastlanan hususlardan biri

– İşten sorunlu bir şekilde ayrılmış olan veya iş akdi fes edilen eski bir çalışanlar.

– İş arkadaşlarına, amir veya patronuna kızan, aldığı ücret veya bulunduğu konumu beğenmeyen mevcut çalışanlar.

– Anlaşamayan ortaklar,

– Aile birliğinin bozulması halinde eski eşler.

– Rakip firmalar,

– Aralarında anlaşmazlık olan akrabalar 

– Müşteriler

Tarafından vergi kaçırıldığına dair yapılan şikâyetler, vergi incelemesine gerekçe olabilmektedir.

3- İnceleme, teftiş veya soruşturmalarda üçüncü kişiler hakkında yapılan tespitler

Vergi Müfettişlerince yapılan incelemeler sırasında elde edilen veri ve bulgulara göre, başka mükelleflerin de vergi incelemesine tabi tutulması talep edilmektedir. Bu talepler değerlendirme komisyonca değerlendirilerek incelemeye dönüştürülmektedir.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’na pek çok kurumdan birçok şüpheli işlem bildirimi gelmektedir.

MASAK ın inceleme amacı kara para aklama ve terörün finansmanı olmakla beraber bu incelemeler sırasında konunun ayrıca vergisel yönden de değerlendirilmesi istenebilmektedir.

Ayrıca vergi dairelerince de mükelleflerin beyan veya taleplerine istinaden durumun vergi incelemesiyle değerlendirilmesi de istenebilmektedir.

4- Sektörlere yönelik gereklilik

Vergi incelemeleri sırasında vergi müfettişlerince bazen sektör bazında genelleşen yanlış vergisel algı,  uygulama ve hatalar tespit edilmektedir. Bu gibi durumlarda müfettişlerce sektörde bulunan yanlış algı ve uygulamalar, hatalar ve düzeltilmesi gereken hususlar Görüş ve Öneri Raporu ile rapor edilerek belli bir mükellef grubunun veya bir sektörün incelenmesi talep edilir.

Böyle durumlarda İnceleme sonunda önerilen tarhiyatın mükellefçe ihtilaf konusu yapılmaması veya yapılsa bile yargıda kaybetmemek amacıyla vergi inceleme raporlarında yer alacak hususlarda netlik ve birlik sağlamak amacıyla ülke genelinde tek formatta örnek standart bir vergi inceleme raporu hazırlanarak belli bir gurup veya sektöre yönelik vergi incelemesi başlatılabilmektedir.

Bazen de haksız rekabetin kaldırılması amacıyla veya başkaca sebeplerle mükellef/sektör olarak riskli hiçbir durum olmasa bile tüm sektör incelemeye alınabilmektedir.

—————————–

Hatırlatma:

Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşıdığından içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazının tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.

Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.