Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Sermaye Kaybı ve Borca Batıklık Durumu

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununda şirketlerin mali durumunun bozulması anonim şirketler için “Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu” (Çağrı ve bildirim yükümü) başlığı altında 376. ve limitet şirketler için, bildirim yükümlülüğü başlığı altında 633. maddesinde ele alınmıştır.

6102 Sayılı kanunun 376. maddesinde şirket mali durumunun bozulması halleriyle ilgili olarak;

a) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılıyorsa, yönetim kurulunun, genel kurulu hemen toplantıya çağıracağı ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunacağı,

b) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurulun, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona ereceği,

c) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulunun, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkarttırıp denetçiye vereceği,

d) Denetçinin bu ara bilançoyu, en çok yedi iş günü içinde inceleyeceği ve değerlendirmeleri ile önerilerini bir rapor hâlinde yönetim kuruluna sunacağı, bu önerilerde 378 inci maddede düzenlenen erken teşhis komitesinin önerilerinin de dikkate alınması gerektiği,

e) Rapordan, aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulunun, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirerek şirketin iflasını isteyeceği,

f) İflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanması halinde iflas isteğinin durmuş sayılacağı.,

g) Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvurunun iflas bildirimi olarak kabul olunacağı,

belirtilmiştir.

Bu düzenlemeleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

1- Son yıllık bilanço üzerinden, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılıyorsa, genel kurulu hemen toplantıya çağırma ve uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunma görevi verilmiştir. Bu çerçevede Yönetim Kurulu, Genel Kurulu toplantıya çağırarak şirketin finansal yönden içinde bulunduğu zor durumu ve çözüm önerilerini anlatmak durumundadır.

2- Yeni TTK da sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kalması durumunda, toplantıya çağrılan genel kurulun, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermesi beklenmektedir. Genel Kurul bu iki karardan birini almamışsa anonim şirket fesih olmuş sayılacak ve sona erecektir.

3- Yeni TTK da borca batıklık denetçinin, erken teşhis komitesinin ve yönetim kurulunun vardığı ortak tespit olarak karşımıza çıkmaktadır.

Borca batık olma kavramı, şirket varlıklarının bilânçoda mukayyet değerleriyle değil gerçek değerleriyle (hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatlarıyla) değerlemeye tâbi tutulmaları durumunda dahi şirketten alacaklı olanların, alacaklarını alamamaları, yani şirketin kısa ve uzun vadeli borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir. Bu işaretlerin varlığı halinde, yönetim kurulu hem işletmenin devamı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış değerleri üzerinden bir ara bilânço düzenletip denetçiye verecektir. Denetçi tarafından yedi gün içinde ara bilânçoların incelenmesi ve değerlendirilmesi yapılarak sonuç rapora bağlanarak yönetim kuruluna sunulacaktır. Bu raporlamada erken teşhis komitesinin öneril erininde dikkate alınması aranmaktadır.

4- Yeni TTK nın 378. Maddesinde sermaye kaybı ve borca batıklık konusunda ek bir tedbir olarak Riskin erken saptanması ve yönetimi” başlığı altında muhtemel risklerin yönetilmesi için bir komite kurulmasına da yer verilmiştir.

Buna göre, pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlü tutulmuştur. Bu komite diğer şirketlerde denetçinin gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi durumunda derhal kurulacak olup ilk raporunu kurulmasını izleyen bir ayın sonunda verecektir. Komite, yönetim kuruluna her 2 ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirecek, varsa tehlikelere işaret ederek, çareleri gösterecektir. Komitenin Raporu ayrıca denetçiye de yollanacaktır.

5- Sermaye kaybı ve borca batıklık genel olarak bir fesih sebebi olarak ortaya çıkmakla birlikte yeni TTK da bu konuda istisnai bir düzenleme yede yer verilmiştir. Bu düzenleme; iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları tarafından, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmeleri ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliğinin, gerçekliği ve geçerliliğinin, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olması durumudur. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru iflas bildirimi olarak dikkate alınmayacaktır.

Yeni TTK dada sermaye kaybı ve borca batıklık durumlarının öncesinde ve sonrasında şirket Yönetim Kurullarına çok çeşitli görevler yüklenilmiştir. Başta borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması olmak üzere bu görevler TTK nın 375. Maddesi gereği yönetim kurulunun devredilemez yetki ve görevleri arasında yer almakta olup bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen kurul üyeleri açısından başta TTK olmak üzere Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu ve Vergi Usul Kanunu, açısından takibat yapıla bilinecektir.