Sirkü 2032 Home ofis çalışarak vergi mükellefi olmak
İşyeri kavramı, Vergi Usul Kanunun 156 ncı maddesinde
“Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.”
Şeklinde tanımlanmıştır.
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, işyerinin tanımı yapılırken, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerlerle sınırlandırılmamış olmakla birlikte, mükelleflerin ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini sürdürdükleri yerlerin işyeri özelliğini taşıyabilmesi için bu yerlerin “faaliyetin icrasına tahsis edilmesi” veya faaliyetin icra edildiği “yer” olma özelliğini taşıması şarttır.
Vergi idaresince de mükellefiyet tesisi için işyeri olarak madde metninde sayılan yerlerin mevcudiyeti aranmaktadır.
Ancak, günümüzde gerek bir işyerine bağımlı çalışılan gerekse bağımsız çalışılabilen bazı meslek ve iş kollarında home ofis (ev-ofis) kullanımı esnek bir uygulama olarak yaygınlaşmaktadır.
Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların home ofis kullanarak Vergi mükellefiyetlerini tesis ettirmek istediklerinde home ofis in VUK kanunda yazılı işyeri tanımına girmediğinden bahisle Vergi İdaresi ile ihtilaflar yaşanmakta ve mükellefiyet tesisi yapılmadığı bilinmektedir.
Hayatın olağan akışı içinde bazı faaliyetler esnek uygulama alanı bulabilmektedir.
Vergi idaresi de bu gerçekten hareketle 2002/3 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde,
“… mükelleflerin ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini sürdürdükleri yerlerin iş yeri özelliğini taşıyabilmesi için bu yerlerin “faaliyetin icrasına tahsis edilmesi” veya faaliyetin icra edildiği “yer” olma özelliği taşıması şarttır.
Ancak, faaliyet konusu ayrı bir iş yeri açılmasını gerektirmeyecek nitelikte, örneğin danışmanlık, komisyonculuk vb. ise ikametgâh adresinin iş yeri olarak kabulü mümkündür…”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Dolayısıyla home ofis olarak vergi mükellefiyeti tesis edilebilecek meslekleri,
Komisyonculuk, Yazılım geliştiricileri / Bilgisayar programcıları, Grafik tasarımcılar, Yazarlar, çevirmenler, editörler, Danışmanlar (mali, idari, eğitim, kariyer vb.), Avukatlar, Muhasebeciler, (Baro ve oda kaydı ve belirlenmiş bir ofis zorunluluğu varsa dikkate alınmalı), Mimar ve mühendisler (proje bazlı çalışanlar), Diyetisyen, psikolog, terapist gibi sağlık alanında uzaktan hizmet verebilenler, Online eğitmenler, koçlar, eğitici videolar ve sosyal içerik üretenler, Sosyal medya uzmanları / Dijital pazarlamacılar, Fotoğraf ve video düzenleme hizmeti sunanlar vb örnek verebiliriz.
Öte yandan,
Ticari ve sınai faaliyetlerde işinin gereği tezgah, reyon, raf, depo, ardiye vb. bazı fiziki ortamları gerektiren iş kolları için VUK tanımlanan işyeri özelliklerinin vergi idaresi tarafından aranması ve bu şartları taşımayanların mükellefiyetinin tesis edilmemesi yerinde bir uygulamadır.
Konuyla ilgili olarak,
Fabrikalarda oluşan atık malzemenin alım-satım işini yapabilmek için işe başlama dilekçesi ile başvuran bir mükellefin home ofis şeklindeki müracaatının kabul edilmediğinden bahisle istediği özelgeye GİB Afyon Defterdarlığınca 09.07.2019 tarih ve 63611781-105 [Özelge 2019-4]-E21083 sayılı özelge ile verilen cevapta özetle,
“Vergi dairesince söz konusu faaliyetinizin icrası için ayrı bir işyerinin veya deponun şart olduğunun tespiti ve değerlendirilmesi halinde bu yönde işlem tesis edilmesi gerekmektedir.”
Şeklindedir.
———————————–
Hatırlatma:
Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşıdığından içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazının tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.
Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.
