İşe İade Davası ve Bilinmesi Gerekenler

İş güvencesi kapsamında olan işçilerin işveren tarafından iş sözleşmeleri mevzuata aykırı olarak feshedildiğinde 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesini içeren yazıyı tebellüğ etmesinden itibaren bir ay içerisinde işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır.

İşe iade davası açan ve geçerli bir sebeple işten çıkartılmadığı iş mahkemesi kararı ile tespit edilip işe iade edilen işçiler, işe başlatılmazlarsa dört ila sekiz aylık ücretleri tutarında mahkemenin takdir ettiği “işe başlatmama tazminatını alacaklardır. Ayrıca, işe başlatılsınlar veya başlatılmasınlar boşta geçen süreye ilişkin en çok dört aylık ücretleri işverence kendilerine ödenecektir.

İş Güvencesi Kapsamı

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 inci maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi, için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde en az 30 işçi çalıştırılıyor olması gerekir. En az 30 işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığının saptanmasında, işçinin çalıştığı işyeriyle aynı iş kolunda işverenin birden fazla işyerinin olup olmadığına bakılır. 30 işçi sayısının belirlenmesinde, belirli süreli, belirsiz süreli, tam süreli, kısmi sureli, daimi veya mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanların tamamı dikkate alınır.

Ancak, alt işveren işçileri (iş güvencesi kapsamı dışına çıkmak amacıyla muvazaalı alt işverenlik hali hariç) bu sayıya dahil edilmez. İş güvencesi kapsamından yararlanmanın bir diğer koşulu, fesih bildirimin yapıldığı tarihte aynı işverene ait işyeri veya işyerlerinde çalıştığı sürenin en az 6 ay olmasıdır. 6 aylık sürenin tespitinde, fasılalı geçen sürelerin birleştirilmesi gerekir. İş güvencesi kapsamından yararlanmak için aranan son koşul, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olmasıdır.

Fesih bildiriminde dava açma süresi ne kadardır

İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.

Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Dava ne kadar sürede görülmelidir

Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. Mahkemelerin iş yoğunluğu nedeni ile özellikle büyük şehirlerde yasada ön görülen sürelerde davaların sonuçlandırması mümkün olmamaktadır.

İşçinin işe başlama süresi

İşçi kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Burada işçinin işe başlaması için on günlük süre değil, on iş günü süre öngörülmüştür. Dolayısı ile işyerinde uygulanmakta olan hafta tatili süreleri anılan on iş günü süreye eklenecektir.

İşçinin işe başlamaması halinde ne olur

İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. Burada sözü edilen hukuki sorumluluk işçinin dört aylık ücreti, ihbar ve kıdem tazminatı gibi hususları içermektedir.

İşçi işveren tarafından işe başlatılmazsa

İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır.

İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Burada sözü edilen ücretin çıplak ücret olduğu, yani giydirilmiş ücret olarak anlaşılmaması gerektiği yargı kararları ile ortaya konmuştur. Mahkeme feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.

Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. Burada sözü edilen ücret işçinin giydirilmiş ücretidir. Çünkü Yasa’da “ücret ve diğer hakları” ibaresi kullanılmıştır. Dört aylık ücret işçi işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye ödenecektir. İşçinin dört aylık sürede başka bir işyerinde çalışıp çalışmamasının işçinin ücretini almasına bir etkisi yoktur. Feshin geçersizliğine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren dört aylık ücrete gecikme faizi uygulanabileceği yargı kararlarında yer almıştır.

İşçinin işe başlatılmaması halinde verilecek ücretin Vergisel boyutu

5904 sayılı yasa ile 193 sayılı GVK’ nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminat” ibaresi “ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dâhil) verilen tazminat” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece bu tazminat da, tazminat ve yardım istisnalarının arasında yerini almıştır. Bu düzenlemelere müteakip olarak yayınlanan 272 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalara göre işe başlatmama tazminatının vergilendirilmeyeceği hususu netleşmiştir. Ayrıca eklenen geçici 77. madde ile daha önce işe başlatmama tazminatlarından gelir vergisi tevkifâtı yapılan ücretlilerin istemeleri halinde bu vergileri iade almalarına olanak tanınmıştır.

Damga vergisinde ise Damga Vergisi Kanunu’nun “Ekli (I) sayılı tablosuna istinaden damga vergisine tabi tutulacağı tabiidir. Zira 5904 sayılı yasanın 4.maddesiyle 193 sayılı G.V.K.’ya eklenen geçici 77.maddesinde “işe başlatmama tazminatının damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz denmektedir.”

SGK açısından;

İşe başlatmama tazminatının ödenmesi esnasında prime esas kazançlara dahil edilip, edilemeyeceği konusundaki tereddütler SGK’ nın (eski adıyla SSK) 04.03.2005 tarihli 16-330 sayılı ek genelgesinde;

Niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması, esasen işe başlatılmayan sigortalının, başlatılmama nedeniyle sigortalılık vasfının da kalmaması, ödenecek paraların işçiyi himaye gayesine ve işverene işe başlatmama nedeniyle verilen bir medeni ceza niteliğinde olması nedenleriyle, anılan tazminatın prime tabi tutulmaması,” diyerek sigorta primine esas kazanç (SPEK) olmadığı hususu belirtilmiştir.

Boşta geçen süre ile ilgili olarak ödenecek ücretin Vergisel boyutu

İşçinin, iş akdinin işveren tarafından sonlandırılması ile dava sürecinin sonuçlanması arasındaki süreye isabet eden, boşta geçen en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer haklarına ait ödemenin vergilendirilmesi genel esaslara göre yapılarak ödemelerin yapıldığı dönemin muhtasar beyannamesinde beyan edilir. (zira ücret üzerindeki tasarruf yargı kararıyla kesinleşir, geriye dönük beyan söz konusu değildir.)

SGK açısından;

İşçiye ödenecek en çok 4 aya kadar olan ücret ve diğer hakları, SGK’na beyan edilecek hizmet dönemi açısından; İşverenin haksız nedenle sözleşmeyi feshettiği tarihi takip eden 4 ay olduğu için, işveren tarafından geriye dönük olarak aylık prim ve hizmet bildirgesi düzenleme zorunluluğu doğmaktadır

İşçi mahkeme kararına istinaden işe başlarsa

İşe iade edilen işçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yapılacak ödemeden mahsup edilmektedir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenmelidir.

Çalışılmış gibi sayılan dört aylık sürenin sigorta primi ne olacak.

İşçi, işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarından iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere tüm sigorta kollarına ait primlerin kesilmesi ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

SGK uygulamasında; Mahkeme kararının temyiz edilmemesi durumunda kararın kesinleştiği, temyiz edilmesi halinde Yargıtay onama ilamının işveren veya vekiline tebliğ edildiği, Yargıtay onama ilamı taraflara tebliğ edilmemiş/edilememiş ise Yargıtay onama ilamının kararı vermiş olan mahkemenin kalemine intikal ettiği, tarihi takip eden ayın sonuna kadar verilmesi ve belgelerde kayıtlı sigorta primlerinin aynı süre içerisinde ödenmesi halinde, idari para cezası ve gecikme zammı uygulanmamaktadır.

Mahkeme kararının kesinleşme tarihini takip eden bir ay içerisinde yerine getirilmemesi halinde ise bu defa belgelerin verilebilmesi amacıyla işverene tanınan bir ayı takip eden aydan başlanarak gecikilen her ay için gecikme zammı, ayrıca her bir aya ilişkin prim belgesinden dolayı idari para cezası uygulanmaktadır.